Çoğulculuk, küreselleşen bir dünyada en çok telaffuz edilen kavramlardan biri hâline geldi. Her ne kadar bir kavram olarak modern döneme ait olsa da, İslâm’ın hakkıyla yaşandığı ilk dönemlerde isimsiz müsemma olarak çoğulculuğun hayatın içinde yer aldığı görülür. Mü’minler, farklı hissiyat, mülahaza ve fikirleri saygıyla karşılamış, herkese karşı hoşgörüyle davranmışlardır.
Öncelikle bilinmesi gerekir ki Allah nazarında en müstesna bir topluluk olan sahabe döneminde bile mutlak bir vahdet söz konusu olmamıştır. Onların içinde nice farklı yönelişler ve değişik fikirler vardır. Bir Hz. Ömer ile Ebu Zerr’in veya Hz. Ebu Bekir ile Bilal-i Habeşi’nin hayatlarına göz atacak olursanız, aralarında ne kadar büyük farklılıklar olduğunu görürsünüz. Oysa ki onların her biri aynı menhelü’l-azbü’l-mevrûddan (tatlı su kaynağından) beslenen, aynı manevi gıdayı alan ve aynı hedefe yürüyen kimselerdir. Fakat buna rağmen yorumlarında, anlayışlarında, hayat tarzlarında ciddi farklılıklar vardır.
Tamamı için:
http://herkul.org/kirik-testi/cogulculuk/