Listen

Description

Bir insan her alanda uzman olabilir mi?
Bu insanlar uzmanı olmadığı alanda rahatlıkla konuşma hakkını kimden alıyorlar? gibi birçok sorunun cevabı videomuzda.

İyi seyirler..

Diğer sosyal medya hesaplarımızdan da bizi takip edebilirsiniz.

Facebook▶️ https://www.facebook.com/hisarkapisi/
YouTube ▶️ https://www.youtube.com/c/HisarKapısı
Instagram▶️ https://instagram.com/hisarkapisi?igs...
Twitter ▶️ https://twitter.com/hisarkapisi

Bize Ulaşın;

0536 566 40 90

0507 076 69 56

Davası İçin Kendini Unutan Adam | Ünal Amca Belgeseli
➡️https://youtu.be/riRS-EJTK_U

Müebbetlik Seri Katilden Ağlatan İtiraf | Said Şaşmaz
➡️https://youtu.be/Wg2h6zxT7lc

SENİ GÜNAHLARA ÇAĞIRANLARA DE Kİ !
➡️https://youtu.be/GDRRSBwKYfw

Uyuşturucu Bağımlısından Ağlatan İtiraf | Fatih Budak
➡️https://youtu.be/C7rsWqLpUu0

BU VİDEOYU İZLEYEN NAMAZI BIRAKAMIYOR!
➡️https://youtu.be/emjF9YZAe8Umyıpmaım


Okunan Bölüm

İkinci Mes'ele:
Bir fennin veya bir san'atın medar-ı münakaşa olmuş bir mes'elesinde, o fennin ve o san'atın haricindeki adamlar ne kadar büyük ve âlim ve san'atkâr da olsalar, sözleri onda geçmez, hükümleri hüccet olmaz; o fennin icma-ı ulemasına dâhil sayılmazlar.
Meselâ; büyük bir mühendisin, bir hastalığın keşfinde ve tedavisinde bir küçük tabib kadar hükmü geçmez.
Ve bilhâssa maddiyatta çok tevaggul eden ve gittikçe maneviyattan tebâud eden ve nura karşı gabileşen ve kabalaşan ve aklı gözüne inen en büyük bir feylesofun münkirane sözü, maneviyatta nazara alınmaz ve kıymetsizdir.
Acaba yerde iken arş-ı a'zamı temaşa eden, hârika bir deha-yı kudsî sahibi olan ve doksan sene maneviyatta terakki edip çalışan ve hakaik-i imaniyeyi ilmelyakîn, aynelyakîn hattâ hakkalyakîn suretinde keşfeden Şeyh-i Geylanî (K.S.) gibi yüzbinler ehl-i hakikatın ittifak ettikleri, tevhidî ve kudsî ve manevî mes'elelerde, maddiyatın en dağınık ve kesretin en cüz'î teferruatına dalan ve sersemleşen ve boğulan feylesofların sözleri kaç para eder ve inkârları ve itirazları, gök gürültüsüne karşı sivrisineğin sesi gibi sönük olmaz mı?
Hakaik-i İslâmiyeye zıddiyet gösterip mübareze eden küfrün mahiyeti bir inkârdır, bir cehildir, bir nefiydir.
Sureten isbat ve vücudî görülse de manası ademdir, nefydir.
İman ise ilimdir, vücudîdir, isbattır, hükümdür.
Herbir menfî mes'elesi dahi, bir müsbet hakikatın unvanı ve perdesidir.
Eğer imana karşı mübareze eden ehl-i küfür, gayet müşkilât ile menfî itikadlarını kabul-ü adem ve tasdik-i adem suretinde isbat ve kabul etmeğe çalışsalar; o küfür, bir cihette yanlış bir ilim ve hata bir hüküm sayılabilir.
Yoksa, irtikâbı çok kolay olan yalnız adem-i kabul ve inkâr ve adem-i tasdik ise cehl-i mutlaktır, hükümsüzlüktür.
Şualar (RNK) - 99